

UZLAŞTIRMACI ADALET PLATFORMU
CİNSEL SALDIRI
Cinsel saldırı
Madde 102- (Değişik: 18/6/2014-6545/58 md.)
(1) Cinsel davranışlarla bir kimsenin vücut dokunulmazlığını ihlâl eden kişi, mağdurun şikâyeti üzerine, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
(2) Fiilin vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on iki yıldan az olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Bu fiilin eşe karşı işlenmesi hâlinde, soruşturma ve kovuşturmanın yapılması mağdurun şikâyetine bağlıdır.
(3) Suçun;
a) Beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak durumda bulunan kişiye karşı,
b) Kamu görevinin, vesayet veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş, evlat edinen veya evlatlık tarafından,
d) Silahla veya birden fazla kişi tarafından birlikte,
e) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilen cezalar yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel saldırı için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(5) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Kişinin cinsel davranışlar ile vücut dokunulmazlığının ihlali cinsel saldırı suçunun temel şeklidir. Cinsel saldırı fiili, mağdurun cinsel dokunulmazlığına haksız bir müdahale teşkil eden, onun iradesi ve rızası dışında meydana gelen bir tecavüzü ifade etmektedir[1].Cinsel saldırı suçu, bedensel bir temas kurmak suretiyle bir kişinin cinsel dokunulmazlığının ihlal edilmesidir. Gerçekleştirilen fiilin bu suçu oluşturması için cinsel davranış yoluyla işlenmesi gerekir. Cinsel davranış, kişinin cinsel arzularını tatmin etme amacına yönelik her türlü davranıştır. Yani cinsel bir davranış söz konusu değilse, fail şehevi arzularını tatmin etme maksadı olmaksızın bir hareket gerçekleştirmişse, cinsel saldırı suçu oluşmayacaktır.
Cinsel saldırı suçuna verilecek ceza, fiilin cinsel ilişki boyutuna varıp varmaması durumuna göre değişmektedir. Failin hareketi cinsel ilişki boyutunda değilse, basit cinsel saldırı suçu oluşacaktır Cinsel arzuları tatmin amacıyla bir kişiyi öpmek, sarılmak, cinsel organlarına dokunmak fiilleri basit cinsel saldırı suçunu oluşturacaktır. Ancak bir bedensel temas söz konusu değilse, laf atma veya cinsel organını gösterme gibi bir harekette bulunulmuşsa cinsel saldırı suçu oluşmayacaktır. Cinsel saldırı suçu işlenmiştir diyebilmek için mutlaka bedensel temas olması gerekir. Ayrıca bu suçun kasten işlenmiş olması gerekir. Yani fail cinsel bir maksatla kasten (bilerek ve isteyerek) bir fiil gerçekleştirmişse cinsel saldırı suçu oluşur. Örneğin metrobüs, otobüs, stadyum kuyruğu gibi kalabalık yerlerde yanlışlıkla ve cinsel tatmin maksadı olmaksızın bir kimsenin cinsel organlarına veya şehvet hissi veren yerlerine dokunulması halinde suç işlenmiş sayılmaz. Ayrıca bu suç sadece erkekler tarafından kadınlara karşı işlenen bir suç değildir. Bir kadının erkeğe, kadının kadına veya erkeğin erkeğe karşı işlemesi de mümkündür. Cinsel davranışın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası verilir.
Cinsel saldırı suçunu oluşturan davranışlar mağdurun rızası olmaksızın gerçekleştirilir. Bu davranışlar cebir, şiddet, tehdit, korkutma, hile olabileceği gibi uyku halinden yararlanmak, hipnoz etmek, bilincin yitirilmesine neden olmak gibi mağdurun iradesini ve dolayısıyla da direnmesini ortadan kaldıracak surette diğer haller olarak da ortaya çıkabilir[2]. Cebir; cinsel saldırı fiiline maruz kalan mağdurun faile karşı göstereceği maddi direnci kıracak nitelikte olan fiziki güçtür[3]. Tehdit; cinsel davranışa rıza gösterilmemesi durumunda, mağdurun ileride bir zarara uğratılacağı beyanını içerir[4]. Söz konusu tehdit mağdurun hayatına, vücut bütünlüğüne, malvarlığına veya şeref ve haysiyetine yönelik olabilir[5]. Hile ise, mağdurun cinsel davranışına yönelik vereceği rızayı sağlamak amacıyla mağdurun iradesini yönlendirmeye elverişli bir vasıtadır. Burada mağdurun kendisini söz konusu cinsel davranıştan koruyacak ölçüde yeterli ve açık iradesi bulunmamaktadır. Çünkü mağdurun iradesi fail tarafından aldatıcı hareketlerle yönlendirilmektedir[6]. Örneğin, failin kendisini doktor olarak tanıtıp, mağduru muayene ediyor gibi davranarak mağdurun cinsel bölgelerine yoğunluk arz edecek şekilde temas etme fiili, hileyle cinsel saldırı suçunu oluşturmaktadır[7].
Nitelikli cinsel saldırı suçunda ise basit cinsel saldırıdan farklı olarak davranışın cinsel ilişki boyutuna varması veya mağdurun vücuduna bir organ veya başka bir cisim sokulmuş olması gerekir. Basit cinsel saldırıda verilecek ceza nitelikli cinsel saldırıda verilecek cezadan azdır. Nitelikli cinsel saldırı suçu, bir kişiyle rızası hilafına cinsel ilişkiye girilmesi yoluyla işlenebilir. Yani bir kişi cinsel ilişkiye girmek istememesine rağmen diğeri onu zorlamışsa ve isteği olmaksızın zorla cinsel ilişkiye girmişse nitelikli cinsel saldırı suçu oluşmuştur ve suçu işleyen buna göre cezalandırılacaktır. Halk arasında tecavüz diye bilinen fiil kanunda nitelikli cinsel saldırı olarak tanımlanmıştır. Bu suç ayrıca vücuda organ veya başka bir cisim sokulması yoluyla da işlenebilir. Burada organ kelimesiyle kastedilen sadece cinsel organ değildir. Vücut üzerindeki herhangi bir boşluğa yapılacak saldırı da bu suç kapsamına girmektedir. Örneğin mağdurun ağzına, vajinasına veya anüsüne cinsel organ sokulması fiili bu suçun oluşması için yeterli olacaktır. Ayrıca organ yerine başka bir cismin sokulması da bu suçu oluşturur.“Cisim”deyimi, sayılan vücut boşluklarına girebilecek her türlü katı maddeyi içermektedir. Örneğin parmak, sopa, cop veya yapay penis vs.
ÖRNEKLER
1- Sanık Yiğit’in aynı apartmanda öğrenci evinde kalan üniversite öğrencisi müşteki Berna’ya tecavüz etmesi sebebiyle eylemi Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesinde düzenlenen cinsel saldırı suçunu oluşturmakta olup, eylemin vücuda organ veya sair cisim sokmak suretiyle gerçekleşmesi nedeniyle 12 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
2-Sanık Kamil’in halk otobüsünde yanında oturmakta olan müşteki Ceyda’nın bacaklarına dokunması ve sıkması sebebiyle eylemin Türk Ceza Kanunu’nun 102. maddesinde düzenlenen sarkıntılık düzeyinde cinsel saldırı suçunu oluşturduğundan iki yıldan 5 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılması gerekmektedir.
3- Sanıkların önceden yaptıkları plan dahilinde fikir ve eylem birliği içinde hareket eden ve sanık Yusuf’un telefon ile arayarak buluşmaya ikna ettiği mağdureyi cebir kullanmak suretiyle araca bindirip ıssız bir araziye götürerek nitelikli cinsel saldırıda bulunmaları nedeniyle sanıkların kişiyi hürriyetinden yoksun kılma ve nitelikli cinsel saldırı suçlarından cezalandırılmaları gerekmektedir.
4- Sanıkların olay tarihinde birlikte hareket ederek mağdureye yönelik zorla cinsel organlarını sokmak suretiyle mağdureye yönelik cinsel saldırıda bulunduklarının belirlenmesi halinde temel cezanın belirlenerek, eylemin birden fazla kişi tarafından gerçekleştirilmesi nedeniyle cezanın yarı oranında arttırılması gerekmektedir.
5- Sanığın yolda yürüyen mağdureyi takip ederek ağzını kapatıp yere düşürerek göğüslerini ve bacaklarını okşamak, mağdurenin direnmesine rağmen de hareketlerine devam etmesi eylemi cinsel saldırı suçunu oluşturmakta olup, cezalandırılması gerekmektedir.
6- Sanığın belediye otobüsünde ayakta yolculuk yapmakta olan mağdurenin arkasına geçerek cinsel organı ile vücuduna sürtündüğü, mağdure yer değiştirdiğinde yine peşinden giderek aynı şekilde hareketlerine devam etmesi eylemi cinsel saldırı suçunu oluşturmakta olup, sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
7- Olay günü mağdurenin arkadaşıyla beraber durakta tren beklediği sırada sanığın mağdurenin 5-6 metre uzağında arkada beklerken kendi pantolonunun üzerinden cinsel organını okşamaya başladığı, trenin gelmesi üzerine hareketlenen kalabalığın içinde bulunan mağdurenin arkasına yaklaşarak kalçasını avuçlamak suretiyle sarkıntılıkta bulunduğu, sanığın sabit görülen çocuğa yönelik sarkıntılık düzeyinde kalan cinsel saldırı suçundan eylemine uyan TCK’nın 6545 SY ile değişik 103/1.b maddesinin göndermesiyle 103.maddenin 1.fıkra 2.cümlesi gereğince sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
8- Mağdureyi bir süre takip eden sanığın, mağdurenin kalçasına dokunarak sıkması şeklindeki, suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış mağdureye karşı, onun vücudu üzerinde gerçekleştirilen, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik olup devamlılık arz etmeyen, ani ve hareketler yönünden kesiklik gösteren eyleminin TCK’ nın 103/1. maddesi 2. cümlesindeki sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında, sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
9- Sanığın mağdureye ısrarla “çok güzel bir kızsın, seni öpmek istiyorum” şeklinde sözler sarf ederek önce 26.10.2008 tarihinde mağdurenin yanağından sıkma, kolundan ve başından tutma, 03.11.2008 tarihinde de mağdurenin elini tutma ve sonrasında elini mağdurenin omzuna koyma şeklindeki ve suç tarihinde 18 yaşını doldurmamış mağdureye karşı, onun vücudu üzerinde gerçekleştirilen, cinsel arzuları tatmin amacına yönelik olup devamlılık arz etmeyen, ani ve hareketler yönünden kesiklik gösteren eylemlerinin 5237 sayılı TCK’nın 103/1. maddesi 2. cümlesindeki sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçunu oluşturduğunun anlaşılması karşısında sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
2. CİNSEL İSTİSMAR
Çocukların cinsel istismarı
Madde 103- (Değişik: 18/6/2014-6545/59 md.) (1)
(1) (Yeniden düzenlenen birinci ve ikinci cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezasına hükmolunur. (Ek cümle: 24/11/2016-6763/13 md.) Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır. Cinsel istismar deyiminden; (1)
a) On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış,
b) Diğer çocuklara karşı sadece cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir nedene dayalı olarak gerçekleştirilen cinsel davranışlar, anlaşılır.
(2) (Yeniden düzenleme: 24/11/2016-6763/13 md.) Cinsel istismarın vücuda organ veya sair bir cisim sokulması suretiyle gerçekleştirilmesi durumunda, on altı yıldan aşağı olmamak üzere hapis cezasına hükmolunur. Mağdurun on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza on sekiz yıldan az olamaz.
3) Suçun;
a) Birden fazla kişi tarafından birlikte,
b) İnsanların toplu olarak bir arada yaşama zorunluluğunda bulunduğu ortamların sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
c) Üçüncü derece dâhil kan veya kayın hısımlığı ilişkisi içinde bulunan bir kişiye karşı ya da üvey baba, üvey ana, üvey kardeş veya evlat edinen tarafından,
d) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
e) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin sağladığı nüfuz kötüye kullanılmak suretiyle,
işlenmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(4) Cinsel istismarın, birinci fıkranın (a) bendindeki çocuklara karşı cebir veya tehditle ya da (b) bendindeki çocuklara karşı silah kullanmak suretiyle gerçekleştirilmesi hâlinde, yukarıdaki fıkralara göre verilecek ceza yarı oranında artırılır.
(5) Cinsel istismar için başvurulan cebir ve şiddetin kasten yaralama suçunun ağır neticelerine neden olması hâlinde, ayrıca kasten yaralama suçuna ilişkin hükümler uygulanır.
(6) Suç sonucu mağdurun bitkisel hayata girmesi veya ölümü hâlinde, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına hükmolunur.
Cinsel istismar; bir çocuğun rızası olmadan veya fesada uğratılmış bir irade ile rızası alınarak yahut fiziksel ya da psikolojik baskıya maruz kalarak cinsel amaçlar için kullanılmasıdır[8]. TCK’nın 102. maddesinde cinsel saldırı olarak nitelendirilen fiiller tür olarak aynı olmakla birlikte TCK’nın 103. maddesinde çocukların cinsel istismarı suç olarak kabul edilmiştir[9]. Korunan hukuki yarar çocuğun cinsel dokunulmazlığı, gelişimi ve yararıdır[10]. Bu suçla çocukların cinsel yönden istismar edilmeme hak ve özgürlükleri korunmaktadır. Mağdur kendisine yönelen davranışların cinsel içerikli olduğunun farkında bile olmayabilir. Bu sebeple kanun koyucu, bir bakıma çocuğun iradi olarak bile pasif, aciz ve çaresiz kaldığı varsayımı ile bu tür fiillerin istismar niteliğinde olduğunu kabul etmiştir[11].
Suçun maddi unsuru çocuğun cinsel davranışlarla istismar edilmesidir. Bu istismar cinsel içerikli olmak şartıyla her şekilde olabilir[12].
On beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış, cinsel istismardır. 15 yaşından küçük mağdurun, cinsel ilişkiye girmek için kaçırılıp alıkonulmasında, göstermiş olduğu rıza, eylemin suç olmasını ortadan kaldırmaz.
Çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Cinsel istismarın sarkıntılık düzeyinde kalması hâlinde üç yıldan sekiz yıla kadar hapis cezası verilir. Sarkıntılık düzeyinde kalmış suçun failinin çocuk olması hâlinde soruşturma ve kovuşturma yapılması mağdurun, velisinin veya vasisinin şikâyetine bağlıdır.
ÖRNEKLER
1-Sanığın, arabayla gelip geçerken gördüğü mağdureye “hastayım sana, gel arabaya geçelim, atla arabaya dağa çıkalım” gibi sözler sarf etmekten ibaret olan eyleminin, vücut teması içermemesi nedeni ile bir bütün olarak 5237 sayılı TCK.nın 105. maddesinde tanımlanan cinsel taciz suçunu oluşturduğundan sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
2- Sanığın yaşı küçük mağdureye porno içerikli görüntü seyrettirdiği ve cinsel içerikli şarkı dinlettiği sırada cinsel amaçla zorla elinden tutması çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturmakta olup, sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
3- Suça sürüklenen çocuğun, mağduru sürükleyerek zorla göl kenarına götürüp, birlikte olmasını istediği, bu teklifi kabul etmemesi üzerine mağdura vurarak sazlıkların içine düşürdüğü, sonra çıkardığı bıçağı mağdurun boğazına dayayarak aynı teklifi yenilediği ve zorla mağdurun dudağından öperek üzerine çullandığı esnada olay yerine polislerin geldiğini görünce suça sürüklenen çocuğun kaçtığını ileri sürmesi karşısında, suça sürüklenen çocuğun eyleminin 5237 sayılı TCK.nın 103/2, 35 .maddesinde düzenlenen çocuğun nitelikli cinsel istismarına teşebbüs suçunu oluşturmakta olup, sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
4- Sanığın 18 yaşından küçük mağdureye “Soyun banyoya gir” diyerek çıplak vaziyette banyoya girmesini sağlayıp sonra da kendisinin de arkalarından girerek mağdureyi eliyle sabunlayarak cinsel organlarına dokunduğu, sanığın eylemi çocuğun cinsel istismarı suçunu oluşturmakta olup, sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
5-Sanığın 18 yaşından küçük mağdurenin yanına giderek eteğinin altından bacaklarını okşadığı ve göğüslerini ellemeye çalıştığı anlaşılmakla, sanığın mağdureye yönelik bedensel temas içerir şekilde eylemi çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturmakta olup, sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
6-Sanığın, mağdurenin okuluna yakın yerde işlettiği bakkal dükkanına zaman zaman mağdure ve arkadaşlarının uğradığı, mağdurenin yalnız gittiği bir günde sanığın, mağdureyi omzundan çekerek öpmeye çalıştığı, başka bir gün tanık Esra’nın da bulunduğu ortamda kapıyı kapatarak “size tecavüz edeceğiz” dediği, mağdurenin ve tanığın sanığı ittirerek dükkandan kaçtıkları, sonraki zamanlarda sanığın okul değiştiren mağdurenin evine telefon açtığı, yerini öğrenmek amacıyla tesadüfen yolda gördüğü mağdurenin ablası Yasemin’e mağdurenin kaldığı evi sorduğu, en son eyleminde ise parkta bulunan mağdurenin yanına gidip “çok güzelsin seninle bir şey konuşmak istiyorum” şeklindeki sözler söylediğinin sabit olması karşısında, sanığın mağdureyi omzundan çekerek öpmeye çalışmak şeklinde gerçekleşen eyleminin 5237 sayılı TCK’nın 103/1. maddesi 2. cümlesindeki sarkıntılık düzeyinde kalan basit cinsel istismar suçunu oluşturduğu, mağdureyi telefonla araması, “size tecavüz edeceğiz” ve başka bir gün de parkta oturan mağdurenin yanına gidip “çok güzelsin” şeklindeki bedensel temas içermeyen eylemlerinin ise TCK.nın 105. maddesindeki zincirleme şekilde cinsel taciz suçunu oluşturmakta olup, sanığın her iki suçtan da cezalandırılması gerekmektedir.
7- Sanığın yolda gördüğü mağdureye cinsel içerikli sözler söyledikten sonra kolundan tutup motosiklete bindirmek istediği, yürümeye devam eden mağdureyi taciz içeren sözler (seni istiyorum, benim olacaksın v.s) söyleyerek takip ettiği olayda, cinsel taciz içerikli sözlerle birlikte bedensel temas bulunması nedeniyle sanığın eylemi sarkıntılık suretiyle çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturmakta olup, sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
8- Sanığın, kasık bölgesindeki ağrı şikâyeti nedeniyle gelen mağdurenin kalça ve bacaklarını okşayıp sıkma, elini apış arasından sokarak cinsel organını okşama şeklindeki eylemlerinin bedensel temas içermesi ve muayene gereklerini aşması nedeniyle, 5237 sayılı TCK’nın 103/1. maddesi kapsamında yer alan çocuğun basit cinsel istismarı suçunu oluşturmakta olup, sanığın cezalandırılması gerekmektedir.
9–16 yaşında, lise 3 öğrencisi olan suça sürüklenen çocuk Can’ın aynı okulda lise 1. Sınıfa giden 14 yaşındaki kız arkadaşı mağdur Buse ile mağdur Buse’nin de isteğiyle beraber olması sebebiyle eylemi Türk Ceza Kanunu’nun 103. maddesinde düzenlenen çocukların cinsel istismarı suçunu oluşturduğundan 8 yıldan 15 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılmasına ayrıca eylemin vücuda organ sokulması suretiyle işlenmiş olması sebebiyle 16 yıldan az olmamak üzere hapis cezası ile cezalandırılması gerekmektedir.
10- 15 yaşından küçük olan mağdure ile 19 yaşındaki sanık Kenan’ın mağdurenin yaşadığı İzmir ilinden kaçarak sanık Kenan’ın Ankara ilinde oturan babasının evine geldikleri, 2009 yılı şubat ayında da ailelerin rızasıyla düğün yaparak gayri resmi olarak evlendikleri ve karı koca hayatı yaşamaya başladıkları, mağdurenin rızasıyla birden fazla cinsel ilişkide bulunduklarının sabit olduğu olayda, suç tarihinde 15 yaşından küçük olan mağdurenin rızasının hukuken geçerli olmaması nedeniyle bir hakkın kullanımından da söz edilemeyeceğinden 1991 doğumlu sanık Kenan’ın çocuğun nitelikli cinsel istismarı suçundan cezalandırılması gerekmektedir.
3. REŞİT OLMAYANLA CİNSEL İLİŞKİ
Madde 104- (1) Cebir, tehdit ve hile olmaksızın, on beş yaşını bitirmiş olan çocukla cinsel ilişkide bulunan kişi, şikayet üzerine, iki yıldan beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.(1)
(2) Suçun mağdur ile arasında evlenme yasağı bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın, on yıldan on beş yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(3) Suçun, evlat edineceği çocuğun evlat edinme öncesi bakımını üstlenen veya koruyucu aile ilişkisi çerçevesinde koruma, bakım ve gözetim yükümlülüğü bulunan kişi tarafından işlenmesi hâlinde, şikâyet aranmaksızın ikinci fıkraya göre cezaya hükmolunur.
T.C.
YARGITAY
14. Ceza Dairesi
TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas No : 2017/959
Karar No : 2017/6713
5237 sayılı TCK’nın 104/1. maddesinde düzenlenen reşit olmayanla cinsel ilişki suçunun soruşturma ve kovuşturmasının şikayete tabi olması ve dosya kapsamına göre sanıkla rızaen cinsel ilişkiye giren onbeş-onsekiz yaş grubuna dahil mağdurenin, 24.11.2006 tarihinde Denizli 3. Sulh Ceza Mahkemesinde vekil huzurunda alınan ifadesinde sanıktan şikayetçi olmadığını bildirmesi karşısında, kamu davasının şikayet yokluğu nedeniyle TCK’nın 73 ve 5271 sayılı CMK’nın 223/8. maddeleri uyarınca düşmesi yerine yazılı şekilde mahkûmiyet kararı verilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gözetilerek 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, 25.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
4 CİNSEL TACİZ
Madde 105- (1) Bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişi hakkında, mağdurun şikayeti üzerine, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına veya adlî para cezasına fiilin çocuğa karşı işlenmesi hâlinde altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.
(2 Suçun;
a) Kamu görevinin veya hizmet ilişkisinin ya da aile içi ilişkinin sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
b) Vasi, eğitici, öğretici, bakıcı, koruyucu aile veya sağlık hizmeti veren ya da koruma, bakım veya gözetim yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından,
c) Aynı işyerinde çalışmanın sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
d) Posta veya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle,
e) Teşhir suretiyle,
işlenmesi hâlinde yukarıdaki fıkraya göre verilecek ceza yarı oranında artırılır. Bu fiil nedeniyle mağdur; işi bırakmak, okuldan veya ailesinden ayrılmak zorunda kalmış ise verilecek ceza bir yıldan az olamaz.
T.C.
YARGITAY
3. Ceza Dairesi TÜRK MİLLETİ ADINA
Y A R G I T A Y İ L A M I
Esas No : 2017/10330
Karar No : 2018/5584
Sanığın, trafiğin tıkalı olması sebebiyle bir müddet aracın içerisinde bekleyen katılana doğru sürekli ve rahatsız edici şekilde bakması eyleminin 5237 sayılı TCK’nin 105/1. maddesinde yer alan cinsel taciz suçunu oluşturacağı gözetilmeden, suç vasfında yanılgıya düşülerek kişilerin huzur ve sükununu bozma suçundan mahkumiyet kararı verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık Murat müdafiinin, sanık Gıyasi müdafiinin, sanık Halis’in temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükümlerin bu sebeplerden 1412 sayılı CMUK’un 326/son maddesi uyarınca ceza miktarı bakımından sanıkların kazanılmış hakları saklı kalmak kaydı ile 6723 sayılı Kanunun 33. maddesi ile değişik 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca kısmen istem gibi BOZULMASINA, 28.03.2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.
[1]Artuk,Mehmet, Emin/Gökcen, Ahmet/ Yenidünya,A, Caner, Ceza Hukuku Özel Hükümler, Turhan Kitabevi, 6. Bası, Ankara 2005, s. 32.
[2]Özbek ve Diğerleri, Türk Ceza Kanunu Özel Hükümler, s. 315.
[3]Artuk/Gökcen/Yenidünya, Özel Hükümler, s. 36.
[4]Artuk/Gökcen/Yenidünya,Özel Hükümler, s. 37.
[5]Özbek ve Diğerleri, Türk Ceza Kanunu Özel Hükümler, s. 316.
[6]Özbek ve Diğerleri, Türk Ceza Kanunu Özel Hükümler, s. 316-317.
[7]Artuk/Gökcen/Yenidünya, Özel Hükümler, s. 38.
[8] Özbek, V, Ö, Müstehcenlik Suçu, Ankara 2009, s. 118.
[9] Özbek ve Diğerleri, Türk Ceza Kanunu Özel Hükümler, s. 340.
[10] Yaşar/Gökcan/Artuç, s. 3325.
[11]Özbek ve Diğerleri, Türk Ceza Kanunu Özel Hükümler, s. 341.
[12]Özbek ve Diğerleri, Türk Ceza Kanunu Özel Hükümler, s. 344.
